31 Temmuz 2012 Salı

Anlamak ne kadar zor...

 
Herkes "anlattığım karşımdakinin anladığı kadar" diyecek ve karşısındakinin ne kadarını anladığını görmeye çabalamadan anlatmaya devam edecek kadar bencil artık.
Anlatabilmek ve seni anlayabilmelerini istiyorsan eğer,
O zaman karşındakinin önyargılarıyla 
anlaşmasını bileceksin!
U.E.

30 Temmuz 2012 Pazartesi

İnsan-İlim-Bilim..

İnsan, düşünmeye vakti olduğunda "neden düşünemedim?" diye düşünerek 
vakit kaybedendir,
Alim, düşünmeye vakti varken düşünüp 
düşüncelerini imar edendir,
Bilimadamı, düşündükçe düşündüklerinin ne kadarda düşündürücü olduğundan 
şüpheye düşen ancak düştükçe daha iyi düşünmesini,
 yalnızca gerçekleri düşlemesini 
ve bu düşlerini gücünü gerçeklerden alan düşünceleriyle
 gerçekleştirmesini bilendir.
 U.E.

Bilim&Birikim


Bilim
 torunlarin dedelerinden
 daha birikimli oldugu bir disiplindir.
Nihayetiyle kutsallığıda,
 torunlarını dedelerinden 
daha birikimli kılarken,
dedelerinde torunlarının 
ufkunu genişletebilmesinde gizlidir.
U.E.

26 Temmuz 2012 Perşembe

Anlayı(ş)-(n) artık!


Anlayışlı olabilmek nedir? anlayabildiğin kadarıyla kavrayıp bi çözüm bulmak mı hayalkırıklıklarına?
 Tüm başına gelenleri anladığın kadarıyla telafi edebildiğin ruhun mu? 
yoksa cefa dediğin yıkımın kendince tesellisi mi?...
herhangibiri olamayacak miktarda hiçbiri...
Çünkü eğer anlayışlı olabilmek 
önce anlamaktan geliyorsa,yaşadığımız 
her-bir-şeye 
veremediğimiz
hiç-bir-anlam 
bizi zaten teoride 
"ANLAYIŞSIZ" 
kılmıştır..
Anlayışlı olmak anlamaktan değil.. 
duygusallıktan gelir..
U.E

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Gözlerimde kamaşan gelecek


Işıklar gözünü aldığında hani kısarsın ya iyice gözlerini,
gördüğün tek şey ışıktır çünkü.
Gözlerini kıstıkça doğruyu yaptığını düşünsende,
aslında doğru olan o ışığın içine adamakıllı bakmak yinede,
Yani iyice açmak gözlerini...
çünkü bil ki daha sonra,
nice karanlıklarda kocaman açacaksın gözlerini 
bulmak için aydınlığı,
Ama o gözler susayıncaya kadar aydınlığa
 "ışık" yok unutma!
Susamayı bile özleyeceksin için kuruduğunda,
O ışık damla damla olsa da yağsa keşke gözlerime diyeceksin!
U.E. 

Seslerin Yal(ı)n-(ız)lığı...


Sadece kendi ayak seslerini duyarsın bazen
ritmi vardır bu sesin, 
kendi hissiyatının ritmini uydurmuştur bedenin
27 yılın nihayetinde ayaklarına..
Unutma bu sesler yalnız sen "yalnızken" var,
diğer seslere karışıncaya kadar,
ayakların yola alışıncaya...
İçindeki sende öyle, bunuda unutma!
O yüzden bazen o sesleri duymak iyidir,
yani aslında duymak istemek...

U.E. 

Geçilmiş geçmiş


Bir trenin ardına bakan koltuğuna oturmuş gibiyim,
geçmişimi,arkamda bıraktıklarımı 
bir bir görüyorum, onlara sırtımı dönmeden...
Bıraktığım herşey aynı hızla uzaklaşıyor,uzaklaştıkça ufalıp gidiyor hem gözümden hem hafızamdan...
Bir daha dönüş var mı bilmiyorum bile?!
Sadece uzaklaşmasını bilirler benden, uzaklaştıkçada 
küçülmesini...Yitip gitmesini...
Ardıma bıraktıklarım ardımda bıraktıklarıma 
meydan okur gibi bugün, ardıma bakan bu koltuğun istikameti 
sırtım kadar uzak bana,
hem o kadar sınırsız hemde o kadar sınırlı, 
bir o kadar da belirsiz...

U.E.