Sen öğrenmedin de hayat öğretti aslında !
...
Hissetmeyi bilmeyendi,
hissetmemeyi en iyi bilen her defasında..
ve
ateşin tenini hissizleştirmesinden de beterdi,
ihanetin kalbini sessizleştirmesi..
...
Düşlerce düşündün de çıkamadın içinden.
Uykular gitti "neden ?" ve "nasıl ?" larla...
Duygular bitti onlar ve olanlarla..
...
Ne ses vardı artık ne de heves...
ve
boşa aldığın onca nefes...
...
Sen öğrenmedin de hayat öğretti aslında !
...
artık
hissiz
ve
sessizdin...
...
hevessiz ve nefessizdin...
.
(onlara ve olanlara)
U.E.
Hissizleşmeyi hayat öğrettiyse, onu tekrar canlandıran neydi ?
YanıtlaSiltekrar canlandığını kim söyledi ki SeSSizlik?
YanıtlaSilInsan hissiz yaşayamaz ki ölür. O his mutlaka bir gün bir yerlerde ufacıkta olsa canlanır. Insan olmak bunu gerektirmez mi ? Hissetmek değil mi bizi farklı kılan ?
YanıtlaSiltemennilerle gerçekler hep karışmıştı naif hissiyatımızda.. Keşkeler hep yensin isteriz malesefleri... malesefler var malesefki.. ve hep olacaklar malesef.. her ne kadar keşkelerimize tutsak olsakta.. bilmem anlatabildim mi güzel niyetli...
YanıtlaSil