29 Ağustos 2012 Çarşamba

Anlaşılmış olmayı dilerdim...

Seni anlamazlar, ve anlamamaya çaba gösterirler,
Sen sadece doğru olanı ararsın,
gerçek olanı, saf olanı, en temiz olanı...
Olması gerekeni!
...
Şartlar koşarlar önüne,
"Güven!" derler, veremeden,
"İnan!" derler inandırmadan,
"Sev!" derler ne kadar sevdiğini bilmeden...
İnsan dersin ya!
İnsan
ve 
  sevgi...
var mı? olabilirmi ki daha önemlisi?
Anlamamaya gayret edercesine üzerler seni..
yinede,
defalarca sorarsın,
hemde defalarca,
haftalarca ,günlerce hatta aylarca...
Sana cevap olmak istemezler,
Sorular sorarsın cevapsız bırakırlar...
ya da
kendi algılarına uygun bir dünya yaratmışlardır kendi cevaplarıyla dolu tıka basa,
herşeyi senin kabullenmen üzerine kurmuşlardır yani,
kendi özgürlükleri üzerine bir başka deyişle...
Ne ortak alınan karara bir inançları vardır,
Ne de senin ne kadar sevebileceğini anlamışlardır.
...
Canını yakanı ne zaman anladılar ki
Şimdi anlasınlar?
...
Güven almaya muktedirlerdir sadece,
Güven vermeye çabalamadan,
senden güvenmeni beklerler,
sadece güvenmeni...
vermeden almak istedikleri
kuru ve bencil bir güven anlayışı...
...
Kırılma noktalarını bilmezler,
Herşeyi tek taraflı yaşarlar,
Sözleşmelerini tek taraflı feshederler,
Çünkü onlara göre sözleşme bile olmamalıdır.
Resmiyet sanarlar bu yüzden sevgiyi,
ama dönüştürdükleri şey eziyettir
bilmezler!
...
Üzülmen onlara tuhaf gelir,yanlış ve yabancı..
Kendi dünyalarındaki kesinleri senden bile daha önemlidir çünkü,
Parmağı kanayana üzülürler
ama
kendi parmakları kanayınca
gerçekten anlarlar
Canlarının ne kadar yanabileceğini...
...
yinede
 Onlar dilediklerini diledikleri gibi yapmalıdır
ve sadece karşı taraf onları yanlış anlamamalıdır!
Hepsi budur yani onlar için...
Hepsi sadece bu!
...
Herşey onların istediği gibi olsun isterler,
Senin ne istediğinin farkında bile değillerdir.
ama zamanı gelicektir ve
Sevginin değerini sevgisiz kalınca anlayacaklardır,
tıpkı suyun değerini susuz kalınca anlayacakları gibi...
Denizin ortasında bile susuz kalırcasına hemde...  
...
Dertlerini anlatmaya gelirler sadece,
Derdini anlamaya gelmekten habersizce...
...
Sevginin anlamını bilmeden alimi kesilirler,
Özgürlüklerinin kısıtlandığını sanarlar,
 Özgürlükleri'nin ne demek olduğunu ve seni ne kadar üzdüğünü bilmeden,
sonunda
neden üzüldüğünü bile soramayacak kadar anlayışsız bile olabilirlerken bazen...
İstedikleri tek şey "üzülmemen"dir,
- Onlara karşı birşey "hissetmemen" yani...-
...
Sevgini pranga sanarlar,
sevgi sandıkları prangalarla
başka gönüllerin hapsine girinceye kadar...
...
Artık çok geçtir herşey için...
...
Her defasında,
ansızın haberdar olduğun şeylerin açıklamasını yapamazlar,
sonradan öğrendiklerinin,
ya da bizzat şahit olduklarının da ...
Hepsini alır tüm gücünle denize atarsın kaybolur gider...
Seni anlamalarını beklememelisin asla!
Seni anlayabilselerdi
yani sevgini birazcık bilselerdi,
Birşeylere gerçekten üzüldüğünü anlamaya çabalamakla başlarlardı işe,
Üzüntünü hakir görerek boşuna olduğunu iddia etmeyerek...
...
Seni ne kadar üzdüğünün farkında olmayan ,
senin ne kadar üzüldüğünün nasıl farkında olabilir ki!?
U.E.

6 yorum:

  1. Her şeye değinen güzel bir gerçeklik yazısı olmuş. Sonu güzel bir soruyla kapatmışsın. Dediğin gibi hatasını bilmeyen nasıl hata yapmaz ki.

    YanıtlaSil
  2. uğur kim seni bu kadar kırdı ki?anlatmak istersen dinlerim hiç sıkılmadan...
    bu arada yazın gerçekten mükemmel.

    YanıtlaSil
  3. Seni ne kadar üzdüğünün farkında olmayan ,
    senin ne kadar üzüldüğünün nasıl farkında olabilir ki!?
    son vuruş herşeyi anlatmış :) ne kadar içten dile getiriyorsun duygularını tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim :) sizi göremiyorum uzun zamandır. blogunuza da yeni ekleme yapmamışsınız. endişelendim. mahrum etmeyin bizi tariflerden.

      Sil