Esir cesur değil ki...

Esaretten vazgeçemeyenler
cesaretten vazgeçenlerdir
aslında..

U.E.

Nefes ver yaşamına..

 

İçinden geldiği gibi yaşa
zira,
Yaşarken nefes alamamaktan da
beterdir
nefes alırken yaşayamamak..

U.E.

Durgunca dönerken..

İçimde öyle bir dünyaya dur diyorum ki
bu dünya dönerken değil,
o dünya dururken dönüyor başım..

U.E.

Ru-h- izleri...

Pürüzsüz hayallerin(in) varisli tükenmişliğinde hatırladın umutlarını..,
doğrularını öpercesine sevmiş yalanları..
Özgür ruhunun geçmişinde(n) -çıkmaz- ruj izleri..

U.E.

Görünmez sevgi.. Görülür !

Görünmeyen sevgiler,
göremeyen sevgililerle
ne kadar da
   boşuna...

U.E.

Unutma ! Umut..

Beklentilerinin ardında mı kaldı hep umutların?
Bu yüzden mi korkuların?
Ne zamandır
başkalarının hisleriyle yaşar olduysan
işte o zamandır bekliyorsun
onların kışlarından
senin olan baharlara geçmeyi..
Sence ne kadar mümkünse ateşi ateşle söndürmek,
işte o kadar mümkün o kışlardan sen kokan baharlara geçmek!
....
Kaybetme umudunu
 Nursalkımı !
Korkma ve sevgiyle kal ,
ve de
  umutla..
-Umut- yarınları demektir çünkü insanın..
-Onu- onlardan geri al !
.


(Eski dost)
(Nursalkımı'na)


U.E.

Genişleyen evren uzaklaşan insanlar...

Başladığı ilk andan itibaren genişleyip
herşeyin birbirinden
giderek daha büyük bir hızla
sonsuza kadar uzaklaşmaya devam ettiği
bu evrende
insanların zamanla
birbirine yaklaşmasını
nasıl beklersiniz?

U.E.

Kim mi bilir?

Kim mi bilir?
kim bilir,
Uzun hikayeleri özetlercesine kısalttığın duyguların belki de...
Kim mi bilir?
kim bilir,
-belki de-
Sonu olan hayatının daha en başında
bir okyanus kıyısında(n) bakarken sonsuzluğa doğru
ufkun(un) ardında unuttuğun umutların.
...
ve
kim bilir,
belki
sen de bilmelisin güneş(in)in yankısının
   yüreğ(in)in yak-ı-sında ki izinin yerini,değerini...
işte o zaman
ne
gölgelerin varlığı soğutabilir ateşini,
ne de
sessiz sedasız çekersin içini!
...
Vazgeçilmişlerin son bir umudu da,
vazgeçişlerin ilk umudunda yok olmuştur aslında..
öyleyse,
duyabilir misin uzaklarda haykırış(lar)-(ın)ın yankılarını
gökyüzünün depremleri
boğarken ufkunu çığlıklar(ın)-(l)a ?
...
Kim mi bilir?
...
kim bilir,
belki de
 Unutamadığın o yüzler-ce yüz,
geçse de yüzler-ce sene
içinde yüzercesine sürüklendiğin hayallerinde
seni ele verir
de
öyle küsersin gözler(in)e,
ve
dönersin sırtını, yüreğine en derinden dokunan sözler(in)e!
...
Evet
Belki de çoktan yitirilmiş umutlar vardır geride bıraktığın
nice duygular da vardır hissiyatının en derininde yeşermeden yaktığın!
Terkedilmiş duyguların yalnızlığını yalnızlığıyla giderebildiği bu dünyada,
umud(un)a yönelik olan ne varsa
sonun başlangıcında değil,
başlangıcın sonundadır ancak..
iyi düşünen kadar,
iyi hisseden de bilir...
Hatırla !
...
Kim mi bilir?
sadece
sen bilirsin!!
ya da
neyse!
  Sen bilirsin...

(O'na..)

U.E.

Hissiyatına beden arama...

Dedin ki,
bir keresinde,
...
"Kayıp bir ruh,
en dürüst aynadan bile
yansımıyor !"
...
Sonra küçük kardeş abisine,
"belki de kayıp olan ruh değil bedeni görmeye katlanamayan gözlerdir?"
   diye sordu tüm naifliğiyle...
...
sana ise şunları söylemek düşerdi,
...
"Bedeni bedeninden -ibaret- olanla görebilirsin
...gözlerle...,
ruhu ruhuna -ibret- olanla görebilirsin
...hislerle..."
...
Kaybolan ruhun olmayan hissiyatıdır anlatmak istediğin.
...
Beden yoksa onu görebilecek göz de..
Ruh yoksa ona değebilecek his de..

(SeSSizlik'e)

U.E.

Kayıp yansıma..

Kayıp bir ruh,
en dürüst aynadan bile
yansımıyor!

U.E.

Gerçek gözyaşları...

Gerçektir birşeyler
gözyaşların gerçekten dökülüyorsa
ve
gerçektir herşey
 dökülen gerçekten gözyaşlarınsa...

U.E.

kusur sana baksın..

Bilmiyorsun aslında,
kusura bakmadan önce
   kendi yaptıklarına bakmayı...

U.E.

Hayat bir "hikaye"...

Hayat bir "hikaye" savaşlarla dolu..
Hangi tarafta olduğunun
var mı ki bir önemi
karşı tarafın adı hep "düşman" ise?

U.E.

yaralar neye yarar?

Kim bilir
kaç yara kapandı da dinmedi acısı ?...
ve
Kim bilir
kaç yara açıldı da hiç acımadı ?...

U.E.

inan(a)mamak...

İnanmamanın
tek gerçek olduğu bir dünyada,
İnanmak
ne kadar (da) yalan olurdu
farkında mısın?
İnanmaya bile inanmazdın!
ya da inanamazdın
   belkide,
Bocalar dururdun işte,
inandığın tek şeyin inanmamak olduğu
     ikileminde...

    U.E.

Var mısın? Yok musun?

Gerçekte ne varsa o dur..
ya da
   ne yoksa...
Varsa vardır, yoksa yoktur.
"Var" ya da "yok"
diyerek
Yoksa ne "var" edebilirsin
ne de
    varsa "yok"...

U.E.

sır(a)sız...

Bizim de sıramız gelecek,
Belki de
sıramız gelmeden...

U.E.

Kanatsız melek...

Kanatsız melekler vardı dünyada,
göremedik onları..
Hissedemedik..
Farkedemedik bile belkide...
...
Meleksiz kanatlar da vardı cennette...
Yalnız başlarına öylece...
Bulamadık meleklerini dünyada,
aramadık bazen
ve
olamadık ne mutlu,
ne de
   umutlu...
...
Hata yaptık aslında,
meleğe kanat ararken dünyada,
  Cennete de melek..,
   takılıp giderken kanatların ardında...
...
Zira ne cennet vardı
   ne kanat...
Aslolan sadece melekti
  BİLEMEDİK !
Onu cennetsiz ve kanatsız
GÖREMEDİK!

(O'na)

U.E.

Karanlığa..

Yürüyorsun karanlığa..
Hiç sordun mu kendine,
karanlık nedir diye?
...
Bembeyaz bir karanlığa,
simsiyah bir aydınlık..
Yaşadığın dünyayı anlatan en güzel iki cümle..
...
Ve sen,
bunu en iyi bilenlerdensin artık..
...
Üzülme çocuk !
Zira,
bilinç ve vicdan nefes aldıkça
sen de yaşayacaksın gülen gözlerde,
...
Hayallerine ışık tutamadığın bu dünya,
yarınlarının karanlığını yenecek..
Umudunu unutma!
Yaz bunları bebek gözlerinin göz bebeklerine
en parlak gözyaşlarınla..
...
Seni seviyorum çocuk.
...

(Suriye,Filistin ve dünyanın her yerinde katledilen tüm çocuklara)

U.E.

zaman yok(sa)...

Zaman yok dendiğinde,
bazı şeyler için
zamanı yok diye düşünebilir insan !
Aslında olmayan zamandan bahsedilir
zaman zaman.
...
Zaman yoktur nicelerine.
Zamansız yaşarlar yani
kalmayan zamanda değil!
   olmayan zamanda...


U.E.

gerçek hayaller..

Gerçek dün biraz hayaldi
bugün gerçek,
çünkü
Hayal dün biraz gerçekti,
   bugün hayal...

U.E.

Yokuş yukarı sevmek..

Hissiyatın tek taraflılığının,
her bıraktığında
yokuş aşağı yuvarlanan bir kayadan farkı nedir ki?
Ya da
   şöyle mi sual etmeli?...
Yokuşun altında olan hep sensen
bundan yokuşun en üstündekine ne ki?

(O'na)


U.E.

içi bomboş bir kalbe...

İnanmak istemesemde sen busun,
..bomboş..
içi boşaltılmış bir meleksin!
...
Bir zamanlar tertemiz biriydin halbuki,
 beklentilerim kadar hemde...
...
"Doğrularımı"
yanlışlarından öğrendiğim için,
artık
yalanlardan ibarettin sen!
Kendini kandırmayı en çok sevdiğin yalanlardan...
...
Ama artık yoksun!
Senin içinde o geçmişimdeki "O" yok,
...
Senin içinde kimse yok!
Hiç kimse!
hatta
Hiçbir şey!

(gönülçelen'e)

U.E.

Mutluyken arama!

Mutluyken mutluluğu arayanlar var,
mutlular ve farkındalar,
ama
hala mutluluğu ararlar!
Bir de
Mutluyken mutluluğu arayanlar var,
Mutlular
ama
sanarlarki mutsuzlar!
Çünkü
..UMUTSUZLAR..
...
İkisi de mutluluğu asla bulamayacaklar !

( N.O.'ya )

U.E.

Nitel düşün !

Nitelik,
düşünmekte değil,
nitelikli düşünmekte!

U.E.

Gerçekçesine gerek-li !

Gerçeklere gerekçeler bağlayan kalplerde
-gerek- ler ile gerçekler karışır birbirine,
-gerek-ler gerektir!
Gereklidir!
Bu yüzden onlara inanırız!
Ancak,
Gerçek olana değil gerçeğe bulduğun gerekçeye şüphe etmeli.
Çünkü
gerçek değişmez ama gerekçe değişir
yeni ufuklar ve tutkular gerektirdiğince..

U.E.

Noktalama bir hayat...

Nokta kadar net ve kısaydı ömrü,
Virgüller kadar da devam etmek istiyordu
hayatına kaldığı yerden ...
Ünlem kadar sert bir kaderdi onu bekleyen !
Zamanla
Soru işaretlerine sonsuzluk işareti eklendi
O'da
parantezlerinde sakladı tüm kederini.
bu yüzden
üç nokta kadar yarım kaldı herşey.
  Yarım tükenmiş ve belirsiz...

(O'na)

  U.E.

.....

Gerçekten
   "boşuna"'ymış...

  U.E.

Umursamak..

Bazen...
O'nu o kadar umursarsın ki..
Sana "umursamaz" deneceğini bile
umursayamayacak kadar hemde..

U.E.

Salt Azınlık

Bazen duygular o kadar inat ediyor ki,
Şiirler bile kelimelerine sığmıyor titrercesine!
İşte o anlarda,
HAYATI,
uzun uzadıya yazmak istiyor insan delicesine!
...
------------
Herkesi yeni blogumda düşüncelerime ortak ediyorum.
..Beklerim..
...
Bu arada unutma sakın!
devam edicek "boş dünyanın boş işleri" burada!
Bu bir son değil yepyeni başlangıçlar da var ufukta!

http://saltazinlik.blogspot.com.tr/

U.E.

inançsızlığa "inançlı"..

İnançsızlık ta inanmamaya inançtır..
Bu da seni inançlı kılar.
Bu kadarına inanabiliyorsan,
ve
inanmamaya bu kadar inanabiliyorsan
birgün,
inanmaya da inanabilirsin
demektir..

U.E.

Yalnış-yanlış,Yanlış-doğru...

Harflerinin yeri değiştirilmiş bir -kelime- gibisin
anlayabiliyorlar seni , okumak isteyenlerin...
Ama
farkındalar da farklılığının..
yine de nankör olma gülümsemeye...
Zira kelimelerinin yeri değiştirilmiş -cümleler- de var !

U.E.

Nazım Hikmet

Sözlerinin
her daim
bir
HİKMET' i
olan
-TEK-
"NAZIM" - "HİKMET"

(O'na)

U.E.

Cevapsız ka(l)dın..

Söylen-e-memiş sözlerin kahramanısın,
bu yüzden
pişmanlıklar bir yana,
Sorul-a-mayan soruların cevaplarında yaşıyorsun!
Unutma!

(O'na)

U.E.

Boşu boşuna..

Kural böyle,
sanma ki
herşey hoş ve hoşa gidecek !
bil aslında,
Herşey boş ve boşa gidecek,
...
   Herşey boş ve boşa gideceğiz...

U.E.

Uyanık uykucular...

...Uyuyanlar var...
Kendilerini
..uyanık sanan uyuyanlar..
...
Aslında 'uyanık'lar
ama
..uykularında..
.'uyanık'lar.
...
VE
Uyanırlar,
..sadece..
Uykuların(d)a uyanırlar !
...
Uyandıklarının uyku olduğuna hiçbir zaman uyanamayacak kadar 'uyanık'tırlar!

U.E.

Dolu düşer birdolu düşler...

Yazdıklarıma;
"Dolu insanın çığlığı bence"
dedi..
...
Ben de,
"Ama -dolu-lar yere sert düşer!"
dedim..

U.E.

Kaça(ma)k

Yeni ufuklara yelken açarsın,
ama
bil(e)mezsin aslında sadece kendinden kaçarsın.

U.E.

Onlar..

Anons edildiğinde isimleri, son kez zikredilmemişti..
 Bir de yankısı vardı...

U.E.

Kusursuz derecede kusurlu...

Aslında ortada çok büyük bir kusur vardı !
umursama-n-ın
en büyük kusur olduğunu
anlayamayacak kadar kusurluydun !
...
Bu yüzden kusursuz olan tek şey kusurlarındı..
Ve
Bunu en iyi kendin biliyordun.


U.E.

gö \(z)-(r)/ yaşı !

O kadar derinden ağlars-(d)ın ki,
bazen...
  Ancak yüzüne dokunanlar görebilir(di) gözyaşlarını...

U.E.

Karanlığın içinden aydınlığı çıkartanlara..

Gencecikti bazılarınız,
kiminizin yaşı da vardı yaşanmışlığı da,
Ama
en önemlisi de
hepinizin tecrübeleriydi sizi siz yapan!
...
Yaşam dediğimiz akıntıya kapılıp
ekmeğinizi gerçekten de taştan çıkardınız!
İşte,
Adına ekmek parası dedikleriydi bütün davanız!
Bilmediğimiz isimleriniz vardı,bilemediğimiz..
Hasan amca,
Mehmet abi, Burak kardeş..
  Belkide daha nice farklı isimlerdeydiniz...
Fakat
Tanımıyorduk sizi, görmüyorduk,
Göremiyorduk çünkü..
Ama asıl önemlisi şunu da bilmiyorduk,
 Çoğu zaman farkında bile olmadığımız
varlığınız ısıtıyordu içimizi.
Sizin varlığınızla ısındık
ama bunu da hiç düşünemedik!
...
Zaman yine galip geldi size, bize hepimize...
Ama kader değildi asla ismi!
Sizden sonra herşey değişti buralarda,
Bir kere umursamazlığın adı ihmal!
Sonra ihmallerin adı da kader oldu..
Hangi keder geçiştirilebilirdi ki kaderle?
Acınızı bile yaşamanıza izin yoktu
yani,
Acımızı bile..
...
Karanlık diyarların aydınlık insanlarıydınız!
Bunca kötü bu dünyada
Onurunuzla çalışıyordunuz sadece!
Bütün suçunuz buydu!
...
Biliyorum ne yazsam az, ne düşünsem eksik,
kelimeler sönüyor, titriyor yazamıyorum
çünkü siz hepsinden daha büyüksünüz artık gözümde!
Aileleri için savaşan kahramanlarsınız!
...
Artık farkındayım herşeyin!
Farkındayız emek veren ve acı çekenin !
Daha iyi anlamak için söz veriyorum söz veriyoruz!
Biz buralarda sizlerleyiz aslında!
Sizler için buralardayız!
Burdayız!
Çocuklarınız çocuklarımız!
Anneleriniz annemiz,
Babalarınız babamız!
Söz veriyorum!
Söz veriyoruz!
Unutmayacağız!
...
Unutmayacağım!

(Soma ve çeşitli madenlerde karanlıklara meydan okurken hayatını kaybeden kardeşlerime, abilerime, amcalarıma)

U.E.

Ufka doğru bekleme!

Beklentiler ufuk çizgisi gibidir.
Durdukça hiç yaklaşmaz,
yaklaştıkça da uzaklaşır.
...
Sen
Sadece ve sade-ce- yaşa !..
  Birgün ufkunun kendinde olduğunu göreceksin..

(O'na..)

U.E.

Hak-sız-(lık)

Haksızın karşısında durmak haklı olduğunu göstermez.
Bu,
haksızın karşısında hangi hakla durduğunla ilgilidir.

U.E.

Düşünen düşen!

Sen gibi düşen birilerinin
arasında
sen kadar düşünen birilerinin
olması
ne kadar da güzel...

U.E.

Umudunsa umutsuzluk..

Hep doğru olursun,
  Gerçekten az dostun olsun diye belkide..
ya da
  az olanlar gerçek(ten) dostun olsun diye...
ve
     Hayatında -ÇOK- olsunlar diye...
...
Gerçekler herkese göre değil !
Yalan yollarda
yürüyebilenlere
göre -HİÇ- değil!
Senin inanmadığın şey bile
onların inandıkları, inanmak istedikleri şeyden
çok daha gerçek
ve
 inanılmaya değerdir!
...
Ve
işte yoluna hep böyle devam edersin!
...
Yanında olanlar değil
seni anlamaya çalışanlardı
gerçek olanlar..
Yanındayken de yalan olanlar vardı zira unutma!.
...
Evet çoğu kalbe hitap etmiyorsun,
çoğu şarkıyı
birçoklarının istediği makamda
söyleyemiyorsun belkide...
Ama birçoklarının
işitemediği bir frekansta söylediğindendir
bunun nedeni unutma !
...
ki bu, seni de seni dinlemeyi
ve
daha da önemlisi
işitmeyi göze alanı da
daha kıymetli kılar !
...
Ama
Ne
-OLURSA-
olsun
Ne yaşanırsa yaşansın.
-BİRGÜN-
belirsiz bir vakitte
Elinde bir yudum
gerçek
sevgiyle çıkagelirse birileri
-SAKIN-
Onlara dönme sırtını !
...
Bilki yol uzun,
ama
Ömür de
eğer
sevmesini gerçekten biliyorsan
 çook uzun !
...
Onlara inandığın kadar
-ÜZÜLME-
Onlardan dolayı  
  olanlara...
...
Her sevgi gibi,
Her insan da
biraz kırılgandır
hatırla!
...
Böyle mutlusun
böyle mutlu olmanla mutlu olanla
- ! -
(Onlara ve Olanlara)

U.E.

Zamansız zaman...

Zaman sürüklese de akıp gidenlerden olma!
Unutma!
zaman da sadece bir boyut, ötesi değil asla!

U.E.

Az mı? Çok mu?

- Çok az -
- Hiç yok - 'tan
Çok  fazladır
 söz konusu 
umutlar
ve
    inançsa...

 U.E.

İçimden geçmişken...

İçim geçerken, içimden geçtin
bi an !
İç geçirerek geçirdiğim
O saatlerde..

(O'na)

U.E.

Yarı tok...

Benlik
biraz da yarı tok kalkmalı
hissiyat sofrasından.
...
Yarı aç değil ! Yarı tok!

U.E.